doktor

prostat kanseri

PROSTAT KANSERİ NEDİR?


Prostat Kanserinin Gelişimi
Prostat, mesanenin altında, rektumun önünde, ceviz büyüklüğünde, erkek üreme sisteminin bir parçası olan, ejakülasyon (boşalma) esnasında spermi taşıyan semen için sıvı üreten bir salgı bezidir. Mesaneden idrarı boşaltan üretra kanalı da prostatın içinden geçer. Dolayısıyla prostat rahatsızlıkları ve kanserinin en belirgin özelliği prostatın üretrayı sıkıştırarak idrar akışını yavaşlatması, bazen de tamamen durdurmasıdır. Genellikle 50 yaş üzerinde görülür. Erkeklere özgü bir rahatsızlık olan prostat kanseri, sinsi bir hastalık olduğundan, prostat büyümesi söz konusu değilse, kansere ait hiç bir bulgu son evrelere kadar görülmeyebilir.

Dünyada en sık görülen üçüncü kanser türüdür. Belli bölge ve ırklarda değişik oranlarda görülmesi, genetik yatkınlık ve beslenme alışkanlıklarının önemli bir rolü olduğunu ortaya koymuştur. Soya ürünlerinin bol tüketildiği uzakdoğu ülkelerinde daha az görülen bu kanser türü, yüksek yağ içerikli beslenen toplumlarda daha sık görülmektedir (Örneğin A.B.D.'de, 7 erkekten birinde bu kansere rastlanmaktadır) Ayrıca likofen (domateste bulunan antioksidan bir madde), yeşil çay, selenyum ve E vitamini tüketimi hastalıktan koruyucu olabilmektedir.

BELİRTİLERİ NELERDİR?
Ereken dönemde hiç bir yakınmaya neden olmazken, ileri safhalarda idrar yapma zorlukları, idrarda kan görülmesi, prostatın büyümesine bağlı zorluklar, karnın alt kısımlarında bel ve kemiklerde ağrılar, penisin sertleşmemesi, bacaklarda şişlik gibi belirtiler görülebilir fakat aynı sorunlar farklı hastalıklarda da görülebileceği gibi (idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları, prostatit) yakınmaların uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi gerekir.


Rektal Tuşe
PROSTAT KANSERİNDE TANI:
PSA ismi verilen kan tetkikinin (kanda prostat-spesifik antijen düzeyine bakılması) yaygın kullanımı ile birlikte erken tanı yaygınlaşmakta, hastalık yayılmadan önce teşhis edilebilmektedir. PSA kan testinin sonuçları milimetrede nanogram (ng/ml) olarak verilir. 4ng/ml'nin altındaki değerler normal kabul edilir. 4-10ng/ml arasındaki değerler sınır, 10ng/ml üzeri ise yüksek kabul edilir. PSA testi sonucu ne kadar yüksek çıkarsa, prostat kanseri riski o kadar yüksek demektir. Bu test kanserin varlığı hakkında kesin sonuç vermeyebilir çünkü prostat iltihabı ve benign prostat hiperplazisi (prostatın iyi huylu büyümesi) de PSA seviyelerini yükseltir. Rektal tuşe, yani makattan elle kontrol de mutlaka yapılmaıldır. Bu muayene sonrası doktorunuz prostatta anormallikler görüyorsa PSA testleri normal dahi olsa prostattan kesin tanı için parça alınarak (biyopsi) patolog tarafından incelenip kesin tanı konması önerilir.

PSA test sonuçlarını şu özel durumlar etkileyebilirler:
* Makattan muayene sonrası PSA düzeyi artabileceği için PSA tetkiki önce yapılmalıdır.
* Ejakülasyon (cinsel boşalma) da PSA değerlerini yükseltir bu yüzden test, 2 günlük cinsel perhiz sonrası yapılmalıdır.
* Bazı ilaçlar ve bitkiler PSA düzeyini düşürebilirler. Bu yüzden bu konuda hekiminiz bilgilendirilmelidir.

Genel olarak prostat kanseri, PSA test, parmakla rektal muayene, transrektal ultrason ve prostat biyopsisi gibi yöntemlerle tanısı konulabilen bir hastalık olup, transrektal ultrasonla parmakla tespit edilemeyen çok küçük ve ulaşılmayan bölgelerdeki tümörler de tespit edilebilir.

PROSTAT KANSERİNİN KLASİFİKASYONU:

Prostat kanseri için 2 tip değerlendirme kullanılır: Skorlama ve evreleri.

Skorlama: kanser hücrelerinin normal hücrelerle kıyaslandığında ne kadar farklı göründüğünü ortaya koyar. Tümör hücrelerinin ne kadar agresif olduğunun göstergesidir. Genellikle 2-10 arasında derecelendirilen Gleason skoru kullanılmaktadır.

Evreleri ise kanserin büyüklüğü ve lokasyonu ile ilgilidir. TNM (Tümör-Nodül-Metastaz) evrelerinde N değeri etkilenmiş limp nodüllerini (0-3 arası) M değeri ise tümörün uzak bir metastazının mevcudiyetini (0-1 arası) gösterir.


Kanserli Prostat Röntgeni
PROSTAT KANSERİNİN KLASİK YÖNTEMLERLE BAŞLICA TEDAVİ ALTERNATİFLERİ:
Cerrahi Tedavi: Radikal prostatektomide prostat bezi tamamen alınır. Tümör bezin dışına yayılmamışsa bu uygulama başka tedaviye gerek bırakmayabilir fakat: İdrar kaçIrma, ereksİyon eksİklİğİ gibi istenmeyen yan etkileri vardır. Ayrıca cerrahİ ve amelİyata bağlI rİsklerİ de mevcuttur.

Radyasyon tedavisi: Ameliyatın alternatifi olan bu tedavide kanser hücrelerini öldürmek için yüksek enerjili radyasyon kullanılır. Tümörün prostat bezi boyunca yayıldığı ancak hala komşu dokularla sınırlı olduğu durumlarda yarar sağlar. Kanamalı ya da kanamasız ishal, idrar yaparken rahatsızlık hissi ve empotans (iktidarsızlık) görülür.

Hormon Tedavisi: Erkek cinsiyet hormonlarının baskılanması yolu ile kanser hücrelerinin yok edilmesidir. Kanserin büyümesini yavaşlatır ancak tam tedavi sağlamaz. Kanser prostat bezinin dışına yayılana kadar uygulanmaz. Cinsel istek kaybı ve ereksiyon yokluğuna sebep olur.

Kemoterapi: Kanser prostat bezinin dışına yayıldığında, hormon tedavisi ve diğer tedaviler başarısız olduğunda uygulanır. Kemoterapinin bilinen tüm yan etkileri ve olumsuzlukları söz konusudur.

HASTALIĞIN VE TEDAVİNİN GENEL YORUMU:
Prostat kanserleri yavaş büyürler. Prostatın dışına taşmamış kanserlerde tedavi verilsin verilmesin, sağkalım en az 5 yıldır. Bu yüzden klasik tedavilerle hastaların yaşam sürelerinin uzayıp uzamadığı konusu halen belirsizdir.

Prostat kanserinde tedavinin amacı yaşamı kısmen uzatmaktır. Erken evredeki prostat kanseri ameliyat ile çıkartılarak hastalığın ortadan kaldırılmasını amaçlar. İlerlemiş olanlarda ise yakınmaların ortaya çıkışının geciktirilmesi veya bir süre engellenmesine yöneliktir. Bu yüzden prostat kanserinin tam olarak tedavisi ilerleyen evrelerde mümkün değildir. Bilinçli ve bilgili olmak erken tanıyı, erken tanı da hayatınızın kurtulmasını sağlayabilir.

Kanserin aşaması ve yaygınlığı, hastanın yaşı, farklı tıbbi sorunlarının bulunması, tedavinin istenmeyen etkileri gibi faktörler, her kanserde olduğu gibi önemli etmenlerdir.

HERBALİST BOZKURTBEY'İN BİTKİSEL REÇETESİ
Herbalist BOZKURTBEY'in bitki özleri formülleriyle kişiye özel hazırladığı reçeteler sayesinde, hücre ve kitle bazında ameliyat olmaksızın %90a yakın bir başarıyla bu hastalıktan ve kaçınılmaz sondan tamamen kurtulmanız mümkündür.

3 devre halinde 2şer ay boyunca düzenli ve disiplinli bir şekilde uygulanan bitkisel reçeteler, ilk iki ayda PSA seviyelerini normale çeirecek, daha sonraki aylarda ise prostat tümörünün tamamen yok olduğu gözlenecektir.

Bu mucizevi bitki kokteyllerinin hiç bir yan etkisi olmadığı gibi, uzun yıllardır bu kanserden tamamen kurtularak hayata dönen hastalar bu inanılmaz olayın gerçek şahitleridirler.

Böyle bir rahatsızlıktan şüphelendiğinizde uzman bir hekime başvurarak yaptıracağınız tetkik ve PSA testi sonrası zaman geçirmeden Herbalist BOZKURTBEY'e başvurup bilgi almanız belki hayata bağlanmanızda önemli bir çıkış noktası olacaktır. Dünyada en ileri kanser tedavileri olarak nitelendirebileceğiniz bu doğal özlerden mutlaka faydalanmanızı öneriyoruz. Olayın tek olumsuz yönü, bitkisel ithal ürünlerin maliyetinin yüksek olması dolayısıyla tedavinin masraflı oluşudur. 1200 Euro masraf gerektiren bu reçeteler, unutulmamalıdır ki hayat kurtarmaktadır.

GEÇMİŞ OLSUN

İLYAS SİLAHTAR'IN PROSTAT KANSERİNDEN KURTULUŞ ÖYKÜSÜ

İlyas bey'in ciddi rahatsızlıkları sonucu 1999 yılında başvurulan üniversite hastanesinin ilgili bölümünde kendisine konulan prostat kanseri teşhisi sonucu ameliyat olması, sonrasında da kemoterapi ve radyoterapi uygulamaları yapılarak tedavi edileceği oğlu Kemal bey'e söylenmiş.

Fakat bu tedavilerin kesin iyileştirme oranının çok düşük olduğunu öğrenen oğlu, bu konuda dünya çapında bir üne sahip olduğunu duyduğu, Avrupa ve Baltık ülkelerinde başarıları kanser enstitüleri tarafından hayranlık ve şaşkınlıkla takip edilen Herbalist BOZKURTBEY'e ulaşarak alternatif bir çözüm arama yoluna girmiş, BOZKURTBEY'in prostat kanserini %80 lere varan bir başarı oranı ile kişiye özel formüle ettiği bitki özleri kokteylleri sayesinde 6 ayda yendiğini öğrenince de ikişer aylık üç terkip olarak bu reçeteyi uygulatmışlar.

6 ayın sonunda patolojik olarak kütle tespit edilemediği gibi, PSA sonuçlarının da 0.04 gibi her sağlıklı erkekteki oranda olduğu ortaya çıkmış.

BOZKURTBEY'in reçeteleri bir hayatı daha böylece kurtarırken dünyada benzeri olmayan bu eşsiz uygulamanın başarısı bir daha kanıtlanmış. Raporlar ve iletişim bilgileri arşivimizde olup bilim adamlarına ispata hazırdır.

İlyas bey ve oğlu Kemal bey, Gümüldür-İzmir'de narenciye üretimi ve ihracatı yapan bir firma sahibidirler ve sık sık BOZKURTBEY'i İzmir'deki ofisinde ziyaret ederek şükran ve saygılarını iletmektedirler.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol